ABD’de yapılan araştırmalara göre insanların ihtiyaçlarından fazla yemek yeme sebebinin, yüzde 75 oranında duygusal olduğu ortaya çıkmıştır. Türk Kültüründe de durum çok farklı değildir. Kutlama yemeği, veda yemeği, hayırlı olsun yemeği, iş yemeği vb. gibi her duygusal olay yemekle eşleştirilmez mi? Durum bu olunca o yemekler de alınan fazla kilolar da hayatlarımızın için de hatırı sayılır bir yer edinir. Zamanla kişisel olarak da alışkanlığınız haline gelen bu durum sizin duygu değişimlerinizde de kullandığınız tek çözüm olduğunda ilk anda ‘rahatlama’ sağladığını düşündüğünüz ‘yemekler’ aynı zamanda en büyük ‘düşmanınız’ da olmaya başlar.
Duygusal mı yoksa fiziksel açlık durumlarında mı yemek yediğinizi nasıl anlarsınız?
• Fiziksel açlık yavaş yavaş ortaya çıkarken duygusal açlık kendini aniden hissettirir.
• Fiziksel açlıkta doyduğunuzda yemek yeme davranışını kolaylıkla bırakabilirken duygusal açlıkta doyma gerçekleşse dahi yemeye devam edersiniz. Hatta çoğu zaman fiziksel doygunluk gerçekleşse dahi daha çok yemeği alabilecek bir mide dilersiniz.
• Fiziksel açlık bekleyebilirken duygusal açlıkta neredeyse gözünüzün önünde beliren yiyecekleri hemen yemek istersiniz.
• Fiziksel açlıkta doygunluk sağlamak için seçeneklerden herhangi biri yeterli olurken duygusal açlıkta X pastanenin pastası, Y markanın cipsi, Z marka dondurmanın lezzetini ararsınız.
• Fiziksel açlıkta doyma noktasında mutluluk hakim olurken, duygusal açlık durumunda yeme davranışı sona erdikten sonra genellikle ilk hissedilen suçluluk duygusudur.
Özellikle stres, sıkıntı, sevgi eksikliği, endişe, korku ve üzüntü durumlarında yeme atakları gelmeye başladığında sorunu çözmek yerine acıyı yemekle yok etmeye çalışıyor musunuz? Sonrasında bu duygunun esiriyken yediğiniz yemekler; çözüm olmaktan ziyade kendinizi daha kötü hissetmenize neden oluyorsa, işte yeme atağı öncesi ve yeme atağı geldiğinde 7 adımda yapılacaklar;
1. Ne zaman yemek yiyorsunuz? Acıktığınızda mı yoksa her an yemek yemek için bir nedeniniz mi var?
2. Yeme duygunuzu hangi tip olaylar veya ne tetikliyor ki aklınıza yemek yeme düşüncesi geliyor?
3. Üzüldüğünüzde, stresli olduğunuzda, sinirlenince, eşiniz, oğlunuz, kızınız, komşunuz arkadaşınız sizi kırdığında, sevildiğinizde, sevilmediğinizde hangisi veya hepsi mi? Yani başka bir deyişle sürekli ve zararlı seçenekleri yeme döngüsüne nasıl neden başlıyorsunuz?
4. Sizce ne olursa bu döngüyü değiştirebilirsiniz?
5. Size o anda yemek yeme davranışı kadar keyif verecek sizi mutlu edecek şey nedir?
6. O ihtiyacınız olan hangi duyguysa onu yemek dışındaki yollarla hissetmek için bulduğunuz cevap ne ise onu uygulamalısınız. Duygusal açlık da fiziksel açlık gibi tamamlanması gereken kişisel bir ihtiyaçtır. Tam doygunluk yolu da ancak ve ancak yine yemek dışındaki kendinize özel bulacağınız seçeneklerle sağlanabilir.
7. Bu soruları cevaplamaya vakit bulamadan yeme davranışınızı engellemek için daha sihirli ve basit bir çalışma da yapabilirsiniz. O bir anda gelen yeme atağınızı, yukardan üzerinize doğru düşen bir şeye benzetseniz bu hangi hayvan veya ne olurdu? Bulduğunuz nesne size doğru gelirken bir anda sizi koruyan bir küre içinde olduğunuzu ve o küreye çarpan nesnenin de bir anda yok olduğunu, sevgiye dönüşerek evrene dağıldığını hayal edin. Siz korumalı bir alandasınız ve o size daha önce olduğu gibi artık zarar veremeyecektir.

Bu sorulara verdiğiniz cevaplar ve egzersizle yeme atağına karşı kendi savunmanızı geliştirmiş ve daha güçlenmiş olacaksınız. Unutmayınız ki bu gibi konularda kendinize karşı ne kadar dürüst ve objektif olursanız yemekle ilişkinizde o kadar kolay normale dönecektir.
Sağlıklı ve sevgi dolu günler dilerim.

Belma Özkan

 

İletişim ve randevu: belmaozkan@gmail.com

Share:
Written by BELMA ÖZKAN
Hakkımda 1974 İzmir Doğumlu Gazi Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü mezunu olan Belma Özkan, üniversite yıllarından itibaren Kişisel Gelişim, Yoga ve Meditasyonla ilgili çalışmalar yapmış, 2010 yılından itibaren profesyonel olarak bu alanda kariyerine devam etmek amacıyla Profesyonel Koçluk, NLP, Mindfullnes başta olmak üzere ayrıca, Enerji Terapileri, Yoga, Ayurvedik Beslenme ve kişisel gelişimde bir çok uzman uygulayıcı olmak için birçok profesyonel eğitime katılmıştır. Halen bu alanlarda kişilere ve kurumlara eğitim vermeye devam etmektedir. Eğitim almanın ve vermenin kendisi için vazgeçilmez bir yolculuk olduğunu her daim vurgulayan Belma Özkan; Üniversite eğitiminin ardından Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisansı ile akademik kariyerine devam etmiştir. Halen aynı üniversitede Bağımlılık ve Rehabilitasyon Yüksek Lisansına devam etmektedir. 2012 yılından bu yana aldığı eğitimlerin tamamını kullandığı sistemlerden yola çıkarak deneyimlerini bireylere ve kurumlara aktarmaktadır.