Depresyonda olabilir miyim acaba? Bu kötü duygu durumundan çıkmak istiyorum. Nereden başlamalıyım?
Diye kendinize soruyorsanız yazımı okuyabilirsiniz belki başlamak için doğru yerdesinizdir.
Bir önceki yazımdan bir kelime kullanarak başlamak istiyorum. Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız aklınıza neden imkansız olduğunu kanıtlama imkanı tanırsınız ve aklınız bunu ispatlamaya çalışır. Aynı şekilde bir şeyin yapılabileceğine inanırsanız da aklınız onun nasıl yapılabileceğini size anlatmak için yöntemler bulmaya başlar ve önce ufak ufak kıvılcımlar… ‘Aslında şunu yaparak bir adım atabilirim’ dedirtecek türden çıkışlar bulursunuz , sonra ‘evet bir de bu yol var’ düşündükçe bulursunuz ve en sonunda ‘evet ya bu yapılabilir en iyi yol bu ve başlıyorum’ dersiniz. Bu noktada ne başlama korkusu kalır ne başarısızlık korkusu. Hayatınızda bir kez bile içinden çıkılmaz bir noktadan başlayıp kendinizi inanılmaz bir başarıya taşıdıysanız( hatta taşımadıysanız dahi yapılabilir) bunu tekrar yapabilirsiniz. Nasıl mı?
Önce o durumun değiştirilebileceğine inanarak. İçtenlikle içinden çıkılmaz bir durumdan kurtulabileceğinize inanmalısınız. Türk toplumu olarak burada hemen konuşuruz. Durumumun düzelebileceğine inanmıyorum ama hadi inandım diyelim ya sonra?
Sonrası daha kolay olacak emin olun. Öncelikle içimde tutamadığım, sizlerle paylaşmak için aklıma geldiğinden beri beni rahat bırakmayan bir konudan bahsetmek istiyorum.
Şu an içinde bulunduğunuz, içinden çıkılmaz görünen DURUM aslında ne anlam ifade ediyor? Ben durum demeyi seçiyorum velakin herkes farklı tasvir ediyor. Gelin birkaç tanesine beraber bakalım.
Kendimi hiç daha içinden çıkılmaz bir durumda bulmamıştım.
Daha kötü bir durumda olamazdım. Nasıl kendimi bu duruma soktum.
Sanırım hep burada kalacağım. Dipteyim ve burası karanlık.
İçim kararıyor bu çözümsüz sorundan.
Hiç çıkış göremiyorum. Biri bana yardım etsin.
Ve bu liste böyle uzar gider…
DURUM’un anlamını daha iyi anlamak için işte size eğlenceli bir alıştırma. Hemen şu anda deneyin isterseniz. Önce bir kalem ve kağıt alın elinize, kağıdın istediğiniz yerine bir nokta koyun. Ve oradan başlayarak bir çizgi çekin, ne kadar isterseniz o kadar uzunlukta olsun sizin hayal gücünüze kalmış 🙂 Artık bir çizginiz varsa soru şu: Çizginin ne kadar uzun olduğunu nasıl anlarsınız?
Önce başladığınız noktaya bakarsınız ve sonra geldiğiniz noktaya, aradaki uzunlukta çizginin boyunu gösterir değil mi?
İşte şu an içinde bulunduğunuz durumda aynen o kağıdın ortasındaki nokta gibi aslında. Dipteyim diye ifade edilen nokta. Belki olunabilecek en kötü nokta. 0 noktası. Ve aynı zamanda o nokta bir başlangıç noktası. Şu ana kadar birçoğunuz oranın ne kötü, ne sevimsiz ne gereksiz olduğunu düşünmüş olabilir. Kendini içinden çıkılmaz bir noktada bulanlar, orda olmamak için geçmişte ne hatalar yaptığını düşünür. Keşkeler zinciriyle sürüp giden cümleler kurar. Ben bir de başka bir açıdan bakmanızı istiyorum. Ne kadar ilerlediğinizi fark edebilmek için aslında o noktaya ihtiyaç olduğunu düşündünüz mü hiç? Düşünsenize bir başlangıç noktası olmadan çizgi bile çizemediniz, o zaman istediğiniz yere ulaşmak için neden durduğunuz yer bir başlangıç noktası olmasın?
Artık bir başlangıç noktanız olduğuna göre yazıya kaldığımız yerden devam edebiliriz. Bulunduğum durumun içinden çıkılabileceğine inandım ya sonra? Kendiniz için sizin cevap vermeniz gereken sorular var. Cevaplar kişiden kişiye çok değiştiği için her yol, yöntem kişinin şahsına aittir. Dolayısı ile soruları kendiniz cevaplamalısınız. Aklınızın size doğru yolu göstereceğine güvenin.
Hayatımla ne yapmak istiyorum?
Kendimi nerde görmek istiyorum?(Büyük düşünün)
Bu yolculuğa çıkmak için neye ihtiyacım var?
Başlamak sizi korkutuyorsa; bir soru daha ekliyorum. Çünkü yapacağınız eylem korkunuzu yener.
Korkumu yenmek için ilk olarak ne yaparak başlamaya ihtiyacım var? (Önce size en kolay gelen adımı seçin ki içinizde yoğun bir istek duyabilesiniz.)
Bu sorulara kendiniz için cevap verdiyseniz ‘başarı yolculuğunuza’ başlamak için daha ne bekliyorsunuz?
İyi Yolculuklar 🙂
Leave a Comment