Kralın biri, yürüyüş için sarayından çıktığında bir dilenciye rastlar. Ona sorar: ‘Ne istiyorsun?’. Dilenci güler ve ‘sanki isteğimi yerine getirebilirmişsin gibi soruyorsun!’ der. Kral alınır ve ‘Tabii ki isteğini yerine getirebilirim. Nedir? Sadece şöyle’ der.
Dilenci ‘bir söz vermeden önce iki kere düşün’ diye kralı uyarır.
Dilenci sıradan bir dilenci değildir, kralın geçmiş hayatında Üstadıdır ve geçmiş hayatında krala şu sözü vermiştir: ‘Geleceğim ve seni gelecek hayatında uyandırmaya çalışacağım. Bu hayatında kaçırdin ama tekrar geleceğim.’
Kral bu sözü tamamen unutmuştur..Kim geçmiş hayatları hatırlar ki! Kral ısrarına devam eder: ‘Ne istersen gerçekleştireceğim. Ben çok güçlü bir kralım, sana veremeyeceğim ne isteyebilirsin ki?’
Dilenci ‘Çok basit bir istek…bu kaseyi görüyor musun? Bunu herhangi birşeyle doldurabilir misin?’
Kral ‘Tabii ki!’ der ve yardımcılarından birisini çağırır ve emreder ‘Bu kaseyi parayla doldurun’. Yardımcısı gidip bir miktar para alır ve kasenin içine döker ama para gözden kaybolur ve ne kadar para koyarlarsa koysunlar kase hep boş kalır.
Tüm saray ahalisi toplanır. Söylenti gitgide tüm şehre yayılır ve ahali biraraya gelir. Kralın prestiji sarsılmaya başlamıştır. Kral yardımcılarına ‘tüm krallık gitse kaybetmeye hazırım ama bu dilenci tarafından yenilemem’ der.
Elmaslar, inciler ve zümrütler, kral tüm zenginliklerini boşaltmaya başlar. Kasenin sanki dibi yoktur. İçine ne konursa ama ne konursa anında yokolur. En sonunda akşam olur ve kalabalık tam bir sessizlik içindedir. Kral dilencinin ayaklarına kapanır ve yenilgiyi kabul eder. ‘Bana sadece bir tek şey şöyle. Zafer senin ama burayı terketmeden merakımı gider. Bu kase neden yapılmıştır?’ . Dilenci bir kahkaha atar ve ‘İnsan zihninden yapılmıştır. Bunda bir sır yok. İnsan arzularından yapılmıştır.’
Bu anlayış tüm hayatı dönüştürür. Bir isteğinizi, arzunuzu düşünün. Mekanizması nedir? Önce çok büyük bir heyecan vardır, macera vardır, kendinizi çok hevesli hissedersiniz. Birşey olacaktır ve siz tam ucundaşınızdır. Sonra arabayı, yatı, katı, eşinizi elde edersiniz. Ve bir anda yine herşey anlamsız olur.
Peki ne olur? Zihniniz yarattığınızı yokeder.
Aldığınız araba park yerinde durur ama artık heyecan yoktur. Heyecan sadece onu elde etmededir. İsteğinizle öyle sarhoş olursunuz ki, içinizdeki boşluğu unutursunuz. İstek yerine gelir, arabayı alıp park yerine koyarsınız, para kazanıp banka hesabınıza koyarsınız, ev alırsınız, heyecan yokolur. Yine o boşluk oradadır ve sizi yemeye hazırdır. Yine bir başka istek, arzu yaratmanız ve o boşluk duygusundan kaçmanız gerekir.
İnsan bir istekten diğerine işte böyle gider. İnsan böyle dilenci kalır. Tüm hayatın bunu tekrar ve tekrar kanıtlıyor. Tüm istekler seni yorar ve hedef gerçekleşince yeni bir isteğe, arzuya daha ihtiyaç duyarsın.
Bu tür isteklerin, arzuların başarısız olacağını ve içindeki boşluğu dolduramayacağını anladığın gün hayatında bir dönüm noktası olacak.
Diğer yolculuk içedir. İçe don ve evine geri gel.
Hikaye : Kaynağı bilinmiyor
Belma Özkan
NLP&Yaşam Koçu&Enerji Terapisti
Leave a Comment